5 Mayıs 2015 Salı

Konuşmak (speak)

           Her gün, her dakika hatta her an yaptığımız bir şey konuşmak. Bazen kendi zihnimizde bazende başkalarıyla yaptığımız bir eylemdir. Ama bize bu kadar basit gelen bu eylem aslında gerçekten hayran duyulası bir şeydir. Neden mi? Bir düşünün hiç konuşamıyorsunuz. Düşündünüz mü? Her şey susuyor. Zihninizdeki tüm düşünceler ve hayatınızdaki belkide çoğu şey. Geriye kalan tek şey belkide duygular olur. İşte asıl bizi biz yapan şeylerden biri konuşmaktır. Çünkü konuşmayan bir kişi aynı zamanda kısmen düşünemez ve bizler düşünerek hareket eden harika canlılarız.

İşte her gün kullandığımız çok basit görünen ama aslında çok karmaşık ve hayranlık duyulması gereken bir özelliğimiz. Bir insanın konuşması bile bu kainattaki konumunu büyük ölçüde değiştiriyor. Çünkü öyle bir tasarım üzerindeyiz ki burada yapılan küçücük  bir hareket bile büyük bir etki yaratabiliyor. Bir sonraki yayında görüşmek dileğiyle....

3 Mayıs 2015 Pazar

Kutup ayıları neden beyaz (why polar bear is white?)

         Normal ayılar siyah veya kahverengi renkte iken kutup ayıları neden beyazdır? Biraz düşününce herkes kendine göre bir yorum yapabilir. Ama aslında bunun bir sebebi var. Bu da o türde oluşmuş olan bir genetik mutasyondur. Geçmişte kutup civarında ayılar yaşardı, hala yaşıyorlar. Ama geçmişte bir şey oldu. Yanlızca DNA'larında oluşan bir mutasyon yüzünden bir tane beyaz ayı doğdu. Beyaz ayı geni zamanla nesilden nesile aktarılıp nüfusu çoğalttı ve bir gerçek daha vardı.
  Bu gerçek beyaz ayıların kutuplarda çok daha avantajlı oluşuydu. Yaşadıkları ortamdan dolayı beyaz ayılar daha iyi kamufle olabiliyorlardı. Bu yüzden kutuplarda yaşayan diğer ayı nüfusu tükendi. Bu yüzden geriye sadece kutup ayısı diye bildiğimiz beyaz ayılar kaldı. Gelecek yayında görüşmek üzere hoşçakalın...

2 Mayıs 2015 Cumartesi

Göz nasıl çalışır (How to work eye?)

         Göz milyonlarca  yıldır adaptasyona uğrayıp günümüzdeki halini aldı. İlk önce ışığı alğılayan proteinler vardı. Görüş yoktu sadece bir sensör gibi çalışıyordu. Ama ihtiyaçlar doğrultusunda gözlerimiz yavaşça çukurlaşmaya ve görüntü yakalamak üzere adaptasyona uğradı. Bazı canlılar milyonlarca yıl önce sudan çıktı. Ama sudan çıktığında bir problem oldu göz suda olduğu gibi keskin bir görüş vermiyordu. Bu yüzden bir merceğe bir odağa ihtiyaç vardı bu doğrultuda bir zar tabakası oluştu ve göz hemen hemen günümüzdeki halini aldı. Her canlı farklı biçimde bir göze sahiptir. Doğadaki canlıları incelersek hepsinin farklı bir göz tipi vardır. Bazısı büyük bazısı küçük ve bazısı iğne deliğinden bakarmış gibi görünür. Bunun sebebi her canlının farklı ihtiyaçlar doğrultusunda uyum sağlamasından dolayıdır. Günümüzde bizde dahil olmak üzere bu gelişim devam ediyor. 
       Gelelim bizlerin gözlerinin nasıl çalıştığına. İnsan gözleri ışığa duyarlı hücrelerden oluşmaktadır. Göz kasları gözleri istenilen yere çevirir. Işık durumuna göre de göz bebeği (iris) küçülür ve büyür, gözünüze bir miktar ışık tutarak bunu gözlemleyebilirsiniz. Görüntü mercekte kırılıp netleştikten sonra sarı benek adından bir noktaya düşer. Bu bölge en hasas ve en önemli bölgelerden biridir. Bu sarı lekeye düşen görüntü mercekten dolayı terstir. Evinizde mercek veya dürbün varsa biraz uzaklaştırdığınızda görüntünün ters olduğunu gözlemleyebilirsiniz. Evet ardından sarı lekede sinirsel iletilere dönüşerek görüntü beyindeki ilgili bölüme iletilir ve görme meydana gelir
Karanlıkta görememe sebebimiz ışığın olmamasından dolayıdır. Ama dediğimiz gibi hayat ihtiyaçlar doğrultusunda uyum gösterir. Bazı canlılar karanlıkta kısmen görebilir. Bu da ihtiyaçlardan dolayı gelişen bir sistemdir. Gelecek yayınlarda görüşmek üzere...

1 Mayıs 2015 Cuma

Yeni yayınımız

            Her sabah uyandığımızda muazzam bir şey oluyor. Göz kapaklarımız kalkıyor ve biz görmeye başlıyoruz. Milyonlarca yıldır gelişip değişen duyu organımız gözlerimiz. Onlarsız yaşayamayacağımız aşikar peki nasıl görüyoruz ve gözlerimiz şu anki halini nasıl aldı bir sonraki yayınımızda bunu sizlerle paylaşacağız bizi takip etmeye devam edin...